Denizli Milletvekili Sema Silkin Ün, son günlerde ülkemizden ihraç edilen tarım ürünlerinin zehirli madde içerdiği gerekçesiyle Türkiye'ye geri gönderildiğine dikkati çekerek, kanser vakalarında yaşanan artışın nedenlerinden biri olarak uzmanların, tarım ilaçlarını öne sürdüklerini söyledi.
Ün, Türkiye Büyük Millet Meclisinde (TBMM) yaptığı konuşmada, vatandaşların "İhraç edilen ürünlerin görece kaliteli ve sağlıklı olduğu düşünülen, sıkı denetimden geçen, analiz edilen tarım ve gıda ürünlerinde bile zehirli madde çıkıyorsa bizim tükettiğimiz ürünlerde kim bilir neler vardır" endişesi taşıdığını belirtti.
Türkiye geri gönderilen tarım ürünlerinin raporunda ürünlerde yasal sınırların kat kat üzerinde kimyasal madde tespit edildiği için geri gönderildiğinin ifade edildiğini vurgulayan Ün, şunları söyledi:
"Maalesef, ülkemiz menşeli ürünler güvensizlikte birinci sırada yer alıyor. Ardımızdan kim geliyor dersiniz? Mısır ve Hindistan. Toksin oranı bu derece yüksek tarım ilaçlarını kullanan bir az gelişmiş ülkeler kaldı bir de Türkiye maalesef. Uyarı yapılan ürünlerin yüzde 10'unun ülkemizden giden ürünlerden oluşması ülkemizin itibarını fazlasıyla zedeliyor. Elbette hiçbir ihracatçı gönderdiği ürünün geri dönmesini istemez. Bu, kendisi açısından da bir prestij kaybıdır, hem de mali açıdan büyük bir risktir ama bir gerçek var ki kuru meyve, yenilebilir sert kabuklu meyveler, işlenmiş gıdalar, baharatlar, ve bal benzeri gıdalar ticaretiyle ilgili hazırlanan haftalık duyurularda ve Avrupa Birliği hızlı alarm bildirimlerinde Türkiye'nin yazık ki hep ilk sıralarda yer aldığını görüyoruz."
Türkiye'ye geri gelen tarım ürünleriyle ilgili hazırlanan ve açıklanan karneye göre oranların çok yüksek olduğuna dikkati çeken Milletvekili Ün, şöyle devam etti:
"İtalya'ya giden Antep fıstığında 9 kat aflatoksin, Hırvatistan'a giden armutlarda 5, Letonya'ya giden narlarda 10 kat pestisit, Hollanda marketlerindeki dutlarımızda 7 kat okratoksin, İtalya'ya giden kuru incirlerde 23 kat okratoksin, Almanya'ya ihraç edilmek istenen mandalinalarda 6 kat ‘chlorpyrifos', Avrupa'ya ihraç edilmek istenen biberlerde tam 85 kat zehir tespit edildi. Avrupa'dan dönen bu ürünlerde tespit edilen ‘chlorpyrifos' kimyasalının Türkiye'de yasaklı ürünler listesinde olduğunu da unutmayalım. Demek ki Avrupa'da yasaklanan kimi zirai ilaçların bilinçli ya da bilinçsiz şekilde Türkiye'de kullanılması söz konusu. Çiftçi, tedarik ettiği ilacın etkisine bakar arkadaşlar, zararlıyı yok edip ürünü koruması, onun için en öncelikli konudur. Burada sorumluluk, denetimleri layıkınca yapmayanlardadır. Peki, bu ilaçlar bu kadar rahat nasıl kullanılıyor? Bu, kullanan üreticiler tespit edilip herhangi bir cezai yaptırım uygulanıyor mu?"
- SORUN SADECE İHRAÇ ÜRÜNLERİNDE DEĞİL
Sorunun sadece yurt dışına giden ürünlerin geri gönderilmesi olmadığını belirten Ün, "Eğer halk sağlığı öncelenmiş olsaydı, Alanya'da meyve, sebze ticareti yapan bir vatandaşımızın 73 kalem üründe yaptırdığı analizlerin sonucunda AB limitlerinin çok üzerinde sonuçlar çıkar mıydı? Raporlarda tespit edilen 3 farklı pestisitin 2'si güvenilir limitlerin altında kalırken yasaklı ilaç ‘chlormequat' kabul edilebilir oranların tam 29 kat üzerinde” diye konuştu.
- GERİ DÖNENLERİN HEPSİ İMHA EDİLMİYOR
Türkiye'ye gelen tarım ürünlerinin imha edildiği söylense de konunun uzmanları tarafından "Yaş ürünler imha ediliyor olabilir ama kuru meyve grubu Türkiye'ye geri getiriliyor, tekrar elden geçiriliyor, aflatoksinli olanlar ayıklanıyor, sonra tekrar ya satılıyor ya da başka bir ürüne dönüştürülerek satışa sunuluyor" dendiğini hatırlatan Ün, şöyle konuştu:
"Tüm bu açıklamaları dinleyen vatandaş, şu güvensizlik ortamında imhaya yönelik bir video, bir tutanak görmediği sürece, bir program arasında söylenmiş bu söze inanmakta haliyle güçlük çekiyor. Kamuoyunu tatmin etmekten uzak bir inandırıcılıkta olduğu için şüpheler maalesef devam ediyor. Sadece geri iade edilen değil, iç piyasadaki tarım ürünleriyle ilgili meseleyi de az önce anlattım; Bakanlık yaptığı denetlemelerin sonucunu açıklamadığı ve bu sonuçları kamuoyuyla paylaşmadığı için gerçekten nasıl bir durumla karşı karşıya olduğumuzu aslında bilmiyoruz. Son yıllarda kanser vakalarında yaşanan artışın nedenlerinden biri olarak, uzmanlar, tarım ilaçlarını öne sürüyorlar. Bu maddeler aynı zamanda gen yapımıza da etki ediyor. Bakanlık gıda denetiminde taklit ve tağşiş yapanları, sağlığı tehlikeye düşürecek gıda üretenleri nasıl teşhir ediyorsa pestisit için de gıda zehirleri için de yaptığı denetimleri açıklamak zorunda. Türkiye bu sorunu gerçekten çözmek istiyorsa Bakanlık mutlaka tarladan manava, pazardan markete bu denetimleri yapmak durumunda. Denetim sonuçlarını da kamuoyuyla paylaşmak zorunda. İhracattan dönen zehirli tarım ürünlerinin iç piyasada hiçbir surette kullanılmadığının, satışa sunulmadığının ispat edilmesi gerekiyor. Vatandaşlarımızın bu konudaki hassasiyetinin, şüphelerinin en üst yetkili organlarca giderilmesi gerekiyor."
Yorumlar
Kalan Karakter: