CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, TBMM'de Merkez Bankası Başkanı Dr. Fatih Karahan’ın yaptığı sunum sonrası söz alarak ekonomik sorunlara değindi
Gürer, konuşmasında, sunum kitapçığının üzerinde 100 lira ve 10 lirayı gördüğünü belirterek, "10 liraya simit alınmıyor, 100 liraya da 1 kilo bamya alınmıyor; işe oradan başlayalım. Ayşe teyze 200 lirayla markete gitse, 140 lira bamya, 60 lira da domatese verdiği zaman cebindeki para erimiş oluyor. Alım gücüne göre paranın değeri olabildiğince düştü. Onun için de asgari ücretli, emekli, dar gelirli ciddi biçimde ekonomik bir sorun yaşıyor. Bunu iyileştirme adına, bu sizin anlattıklarınızın onlara yansıması adına alanda bir şey görmüyoruz. 500 lira ya da 1.000 liralık banknot basılacak mı? Bir de siz kendinizi ne kadar özerk hissediyorsunuz, özerk misiniz?” dedi.
Bu yıl yerli üreticinin ürettiği ürünlerde fiyatların olabildiğince baskılandığına dikkati çeken Gürer, buğdaya yüzde 12, arpaya yüzde 3 verildiğini, son olarak da şeker pancarında yüzde 28'lik bir artış olduğunu söyledi.
Niğde'de karpuz 1 liradan, kavun 70 kuruştan, domates 1,5 liradan, özellikle yazlık patates 3 liradan alıcı bulunmadığı için tarlada kaldığını vurgulayan Gürer, şöyle konuştu:
"Ama kışlık patateste de şimdi hasat dönemi tüccar gelmedi, yine bir sorun var. Bunun yanında, fasulye fiyatı geçen yılki fiyatın altında gerçekleşti ve üretici büyük bir mağduriyet yaşıyor. Ama bakın, rakamsal olarak da söyleyeyim: ağustos ayında DAP gübresinin, yani taban gübresinin tonu bu aydan başlayarak ekim yapılacak 21 bin 750 lirayken bugün 23 bin 700 liraya çıktı. Üre gübre de ağustosta 13 bin 500 lirayken bugün 14 bin 700 liraya çıktı. Şimdi, bu ürünlerin girdi maliyetleri düşürülmüyor ama üretenin ürettiği ürünün tarlada kalması seyrediliyor. Bu, bireye ait bir ürün değil, millîi gelir. Eğer oradaki ürün doğru biçimde değerlendirilseydi ve kamu, bu anlamda, alımlara girseydi bu sorun yaşanmayacaktı."
- "PATATES DEPOLAYAN TERÖRİST İLAN EDİLMİŞTİ"Gürer, Türkiye'de soğan ile patates depoladı diye "terörist ilan edilen üreticilerin baskın yediğini" belirterek, şunları söyledi:
"Daha yakın örneklerini bilenler olarak söylüyoruz. Bundan dahi bihaber davranarak o üreticiye zulmedildi. Üretici korunmadan sürecin ileri taşınması olası değil. Girdi maliyetlerini düşürmezseniz; ithal yemin, ithal gübrenin fiyatlarını sürekli artırırsanız; tarladaki maliyetin altında bir fiyatla alıma zorlarsanız önümüzdeki yıl tarım ürünlerinde fiyat düşmeyecek, artacak. Çünkü niye? Üretim düşecek. Şimdi, buğday üreticisiyle konuşuyorum, 'Seneye onu ekmeyeceğim.' diyor, para kazanacağı ürün arıyor; bir kısmı çiftçilik yapmaktan vazgeçiyor. Ya, Ulusal Süt Konseyi süt için 14 lira 65 kuruş tavsiye fiyatı açıklıyor, 11 liradan süt alıyorlar. Rafa gidiyorsunuz, peynirin fiyatı almış başını gidiyor. Fırıncı haklı olarak ekmeğin 15 lira olmasını istiyor. Peki, buğday TMO tarafından 9 lira 25 kuruştan alınmadı mı bu dönem? Alındı. 9 lira 25 kuruştan alınan buğdaydan elde edilen ekmek üzerinden gidersek, ekmeğin kilosu üzerinden soruna bakarsanız üreticinin ne kadar ezildiğini görürsünüz. Fırıncı diyor ki: 'Benim elektrik giderim arttı, nakliye giderim arttı, işçilik giderim arttı, kira giderim arttı. Ben bunun fiyatının artırılmasını istiyorum.'
Niğde-Ankara Otoyolu'na gelirken girdim; 10 lira sandığımız simide gittim, 25 lira dedi adam. 'Ya, bu nasıl olur? 25 liraya simit mi olur?' dedik. Şimdi, buğdayın fiyatını baskıladınız da raftaki ürünün fiyatını düşürmediniz ki. Yine markete gidiyor, ürün fiyatı değişmiyor."
Yorumlar
Kalan Karakter: