CHP Niğde Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, bu yıl üretilen ürünlerin çoğunun tarlada kaldığını, besicilerin kazanamadığını söyledi.
Gürer, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, üreticinin ürününden para kazanamadığını, nakliye ve işçilik maliyetlerinin, ürünün tarla satış fiyatını karşılamadığını vurgulayarak, tarımda üretim planlamasına ancak 22 yıl sonra geçildiğini kaydetti.
Planlama eksikliğinin büyük sorunlara yol açtığına dikkati çeken Gürer, şöyle devam etti:
“Cumhurbaşkanlığı programında yer aldığı biçimiyle, 7 milyar 333 milyon liralık arz açığı olan ürünlerde 2025 yılında ithalat yapılacak. Türkiye’nin Avrupa’da ya da dünyada gıdada ilk sırada yer aldığı ürünler fındık, kayısı, narenciye gibi ürünlerdir. Buğdayda açığımız devam ediyor, bitkisel ham yağ ve ayçiçek tohumu gibi ürünlerde de açığımız sürüyor. Pirinç, mısır, soya, fasulye, mercimek, ayçiçek gibi benzer ürünlerde de açığımız devam ediyor. 21 üründe arz açığımız var. Bunlar, stratejik önemi olan ürünlerdir. Onun için Türkiye’nin tarım politikalarını ihraç ettiği ürünler üzerinden değil, ithal ettiği ürünler üzerinden okumak gerekir.”
Hayvancılık sektöründe de büyük sorunlar olduğunu belirten Gürer, “Hayvancılıkta hayvan varlığını üst üste toplayarak ‘hayvan varlığımız arttı’ demek yerine, 2 yılda 1 milyon 200 bin hayvan neden ithal edildi, bunun açıklanması lazım. Eğer Türkiye’de hayvan varlığı yeterli ise bu ithalata ihtiyaç duyulması demek, ya bir rant uğruna ya da farklı bir amaçla yapılıyor demektir. Çünkü yeterli hayvan varlığının olduğu yerde neden et ve hayvan ithalatı devam eder? Neden et piyasası istikrarlı değil? Bu soru boşlukta kalıyor.” ifadesini kullandı.
Patates üretiminde de büyük sıkıntılar yaşandığını belirten Gürer, şunları kaydetti:
“Niğde bölgesinde 1 milyon ton patates yetişiyor. Bu patatesin, bu yıl tarlada yüzde 35’i satılmalı, yüzde 65’i ise depolanmalıydı. Ama öyle olmadı, neredeyse tamamına yakını depolandı. Çünkü kışlık patates için tüccarın verdiği fiyat, maliyetin neredeyse yarısıydı. Şu anda ürün depoda.
Ürün üreticiden çıktıktan sonra fiyatı artıyor, üretici kazanmıyor, tüketici pahalı ürüne mahkum ediliyor ve bu aradaki aracılık sistemine karşı bir düzenleme bugüne kadar gerçekleşmedi. En önemli sorunlardan biri de bu: Tarladaki ürünün üretim maliyetini düşürmek, tüketiciye ulaşım kanallarını daraltmak. Böylece fahiş fiyat ortadan kalkar. Domates tarlada bir buçuk liraydı, markette şimdi 100 liraya dayanmış durumda. Biber, patlıcan, bu yıl üreticisine para kazandırmayan ürünlerin raf fiyatları hızla yükseliyor.”
Gürer, “2025 yılı doğru planlanmalı. Üretilen ürüne alım fiyatı, çiftçinin karını sağlayacak boyuta taşınmalı. Girdi fiyatları mutlak suretle düşürülmeli. Yem ve gübre gibi sübvanse edilmesi gereken ve desteklenmesi gereken girdiler için yeterli destek verilmeli. 2025 yılı bütçesinde, milli gelirin yüzde 1’i 615 milyar, bu da Tarım Kanunu’nun 21. maddesine göre çiftçiye verilmesi gereken destek tutarıdır. Bugün Sayın Bakan da açıkladı; verilen destek 135 milyar lira. Bu 135 milyar lira, çiftçinin beklediği bir destek değil.” dedi.