CHP Niğde Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, gübre fiyatlarının 5 yılda 10 katına çıktığını belirterek, bunun çiftçileri zor durumda bıraktığını söyledi.
Gürer, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, çiftçinin üretim tercihini belirlerken alıştığı ürünü, önceden bildiği ürünü şartlar ne olursa olsun sürdürmek istediğini belirtti.
Çiftçilerin yüzde 74'ünün bu bağımlılığına devam ettiğini vurgulayan Gürer, "Yüzde 30'u alıcısı çok, satışı hızlı üründe; yüzde 30'u fiyatının yükseleceği tahmin edilen ürünü ekmekte karar kılmaktadır. Az su isteyen ya da kuraklık dikkate alınarak ekim yapan çiftçi sayısı yüzde 28'lerde kalmaktadır. Bu da kuraklık sürecinin doğru yönetilemediğini göstermektedir." dedi.
Çiftçi için girdi maliyetine, iklimsel problemler, tarımsal hastalık ve zararlılar, sulama suyu yetersizliği, işçi sorunu, ürün pazarlaması, kredi geri dönüş sorunlarının da eklendiğini anlatan Gürer, "Ürünler için taban fiyatı uygulamasına dönülerek, girdi maliyeti göz önüne alınmalı ve alım fiyatı değil, taban fiyat uygulanmalıdır. Hasat zamanında enflasyon farkı gözetilerek, çiftçi enflasyon karşısında korunmalıdır." ifadesini kullandı.
Gübre fiyatlarının dövize bağlı olarak sürekli değişkenlik göstermesinin çiftçilerin karşılaştığı bir diğer büyük sorun olduğunu belirten Gürer, şöyle konuştu:
"2025 yılı için ayrılan destek 8 milyar 200 milyondur. ÇKS kayıtlı çiftçi sayısı 2 milyon 300 bin olarak dikkate alındığında, kişi başına 3 bin lira civarında bir destek düşmektedir. 2020 yılı amonyum sülfat gübre ton fiyatı 1100 lira iken, şu anda 11 bin liradan işlem görmektedir. DAP gübrenin tonu 2020 yılında 2 bin 140 lira iken 26 bin liradan satılıyor. Üre gübre 2020 yılında 1860 lira iken 19 bin 500 liradan işlem görmektedir. 20-20 gübre 2020 yılında 2140 lirayken şu anda 17 bin 200 lira. Gübre ve yem fiyatları yurt dışından geldiği için dövize bağlıdır. Döviz fiyatlarındaki hareketlenme, fiyat artışlarını da beraberinde getiriyor. Böyle olunca, hayvancılığın yüzde 70'i yemle yapıldığı için dövizdeki artış yeme yansıdığı zaman, hayvancılık yapanların yem alabilme olanağı sınırlı hale geliyor. 50 kilogramlık süt yemi, 700 lira civarında bir fiyatla işlem görüyor. Gübrede de benzer durum yaşanmaktadır. Gübre fiyatları arttıkça daha az gübre kullanılmak zorunda kalınıyor. Gübre azaldıkça da verimli üretim düşüyor."
Özellikle mazottaki fiyat artışlarının çiftçiyi doğrudan etkilediğine dikkati çeken Gürer, "Yine 2025 yılına ait Cumhurbaşkanlığı yıllık programında, bu yıl için çiftçiye ayrılan 20 milyar liralık bir mazot desteği var. 3,5 milyar litre mazot kullanıldığı düşünüldüğünde, tarım kesiminde çiftçilere verilen bu destek yerine ÖTV ve KDV kaldırılsa daha uygun olur. Bu tutar 60 milyar civarında ve çiftçiye bu anlamda daha doğru ve gerçekçi bir destek verilmiş olur." dedi.
Türkiye'nin su fakiri bir ülke olduğunu vurgulayan Gürer, suyun verimli kullanımının önemine dikkat çekerek, şunları kaydetti:
"Su, verim demektir, su üretim demektir. Girdi maliyetlerinin arttığı bu dönemde, suyun tarımla buluşturulması, üreticinin maliyetlerini kısmi olarak azaltacaktır. Özellikle gri suyun ve boşa akan sulardan elde edilecek suyun Anadolu topraklarına yönlendirilmesi gerekir. Konya Ovası, Niğde, Aksaray, Konya ve Kırşehir gibi bölgelerde, yeraltı ve yer üstü sularının tarıma kazandırılması için gerekli adımların hızla atılması gerekir."
Yorumlar
Kalan Karakter: