Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili, TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ayhan Barut, Rusya ve Ukrayna’dan Tekirdağ Limanı’na gelen tonlarca GDO’lu (Genetiği Değiştirilmiş Organizma) mısır ve kanolanın yasak olmasına karşın piyasaya sürüldüğüne yönelik iddiaların tüm boyutlarıyla araştırılmasını, halk sağlığının korunması için Tarım ve Orman Bakanlığı ve Ticaret Bakanlığı başta olmak üzere iktidarın seferber olmasını istedi.
Barut, yaptığı açıklamada, Türkiye’de GDO’lu ürün tüketimi ve üretiminin yasak olduğunu, buna rağmen mısır, soya ve kanola ürünlerinde çok kez GDO tespiti yapıldığını anımsatarak, “GDO’lu ürün tehlikesi büyüyor, halk sağlığı risk altında. Yaşanan GDO skandallarına rağmen kimse istifa dahi etmiyor” ifadesini kullandı.
Geçtiğimiz günlerde Tekirdağ Limanı’na Rusya ve Ukrayna’dan ithal edilen 7 gemi dolusu mısır ve 3 gemi dolusu kanolanın geldiği, GDO’lu olduğu öne sürülen ürünlerin laboratuvar incelemesi yapılmadan iç piyasaya sürüldüğü iddialarına açıklık getirilmesini isteyen Ayhan Barut, daha önce de bebek mamaları başta olmak üzere çok sayıda üründe GDO tespiti yapıldığını söyledi.
Türkiye’de yem amaçlı ürünlerin dışında Biyogüvenlik Yasası kapsamında GDO’lu ürün tüketimi ve üretiminin yasak olduğunu aktaran Barut, “Buna rağmen Tekirdağ’da faaliyet gösteren firmalar tarafından yurt dışından gemilerle getirilen GDO’lu mısırın laboratuvarlarda normalleştirilerek GDO’suz olarak rapor edildiği, bu yolla tonlarca mısırın iç piyasada tüketime sunulduğu söyleniyor. Halk sağlığını tehlikeye atanlar hesap vermelidir” ifadesine yer verdi.
GDO’lu ürün ithalatına kesinlikle izin verilmemesini, skandalın üstünün örtülmemesini isteyen Barut, şunları kaydetti:
“Türkiye’de mısır üreticilerinin büyük emeklerle ürettiği ürün para etmezken, yerli çiftçinin ocağı söndürülürken AKP iktidarı her yıl binlerce ton mısır ithal ediyor. Aynı durum pamuktan soyaya, buğdaydan kanolaya bir çok üründe geçerli. Ülke ekonomisi ve çiftçisine destek vermeyerek ithalat yoluyla darbe vurulduğu yetmezmiş gibi şimdi bir de yasak olmasına karşın GDO belasıyla uğraşıyoruz. Herkes biliyor ki Tekirdağ’da yaşanan skandalın ülkemizin her yerinde görülmesi muhtemeldir. Çünkü iktidar, Biyogüvenlik Kurulu’nun içini boşalttı, halk sağlığını tehlikeye attı. Şimdi münferit bir olaymış gibi skandal geçiştirilmeye çalışılıyor. GDO halk sağlığı için büyük bir risktir. Bu skandalın sorumluları hukuk önünde hesap vermelidir. Bundan sonra benzer skandallar yaşanmaması için etkin önlem alınmalı, ithalat sevdasından vazgeçilmelidir. İlla ki ithalat yapılacaksa da GDO analizlerinde kamuya ait gıda kontrol laboratuvarları öncelikli görevlendirilmeli, buralar ile beraber sertifika ve yetki verilen özel gıda kontrol laboratuvarları da denetim altına alınmalıdır. Bu laboratuvarlar için akredite şartları güncellenmeli, gereğinin yapılması için sıkı takip ve denetim yapılmalıdır. Laboratuvarlarda GDO tarama, kimliklendirme ve miktar analizi bilimsel ölçütlerle yapılmalıdır.”