[gallery ids="3946,3945,3944,3943"]
Balıkesir'in Havran ilçesinde konaklama ve piknik alanı işleten Mustafa Olcay, her biri 150 yıllık olan 5 ahşap hububat ambarını Uşak'tan Kazdağları'na taşıyarak turizme kazandırdı.
Edremit Körfezi'nin kuzeyinde bulunan Kazdağlarının 450 rakımlı Kumluca mevkisinde karavan, çadır kamp ve piknik alanı olarak işlettiği arazisine Uşak’ın civar köylerinden her biri 150 yıllık ahşap hububat ambarlarından getirdi.
Her birini bölgedeki ustaların yardımıyla puzzle gibi söküp getiren ve yeniden monte eden Olcay, hububat ambarlarını konaklama yapılabilecek otel odasına dönüştürdü.
Doğayla baş başa bir ortamda, Kazdağları'nın temiz havasında konaklamak isteyenler, 14 metrekare büyüklüğe sahip, 3 kişilik ahşap ambarlara ilgi gösteriyor.
Olcay, yıllar önce kırsalda yaşayanların evlerinin bahçesine tahıllarını saklamak için bu ambarlardan yaptıklarını belirterek, "Bunun içinde, göz şeklinde işte hayvanın yiyeceği, kendi kullandığı ununu yapacağı buğdayını, bir dahaki yıla ekim yapacağı tohumunu saklamak için bölüm bölüm ayırmışlar. Güzel bir yapı ve oda şeklinde." dedi.
Ahşap yapıların bazı bölgelerde değişiklikler gösterildiğini vurgulayan Olcay: "Bunları kapılı girişli, merdivenli, yüksek tavanlı bir şekilde ambar yapmışlar. Biz bunları Türkiye'nin değişik bölgelerinde de baktık araştırdık dedik ki biz bunu Kazdağları'nda da bir kazanım sağlayalım. Değişik bir yapı olsun, modern bir şey olmasın ama yine ahşaptan ve içinde bir yaşanmışlık, bir geçmişi olan insanların hatıralarının yaşadığı bir yapıyı buralara kazandırmak istedik. Oradan söküp buraya getirdik." diye konuştu. Turizmde eskiye, klasiğe dönmeye çalıştıklarına vurgu yapan Olcal, Kazdağları'nda da özellikle eski köy evlerine dışarıdan gelip yerleşenlerin yine eski yaşamına, atasının, dedesinin ninesinin olduğu o klasik köy evlerini, klasik yapıları tercih ettiklerini anlattı. Kendisine göre ahşap yapılarda doğallık olduğunu ve insan sağlığına da faydası olduğuna inandığını kaydeden Olcay, şunları söyledi:
"Tabii burada yeni yapıları kötülemek amaçlı değil ama eskinin bir o serinliği, doğallığı, sıcaklığını ben yenilerde göremiyorum. Biz içine girdiğimizde halen o sıcaklığı o duyguyu yaşıyoruz. Bunu gelip kalanlar da anlatıyor. Nedenine gelince eski bir ağaca dokunuyorsun. Diyorsun ki, 'bunu benden önce kaç kişi elledi, ne dokundu ne yaşadı, burada neler konuşuldu, ne duygular yaşandı?' onları düşündüğün zaman çok sevinenler oldu, ağlayanlar oldu, oynayanlar oldu. Çok çok değişik bir yaşam var ama yeni olanlarda güncel, üç yıl, 5 yıl 10 yıl hikayesi yok. Onun için biz bunları burada kazandırmaktan çok mutluyuz. Gelenler de mutlu olarak ayrılıyorlar."
Yorumlar
Kalan Karakter: